Yükleniyor...

 

 


  

Haberler
KARAKOÇANLI GENÇLERİN DÜŞLERİNDE AVRUPA VAR (03.02.2015 - 10:25)

 KARAKOÇANLI GENÇLERİN DÜÅžLERİNDE AVRUPA VAR

Av. Mithat ÖZCAN

perivadisi-55@hotmail.com

 

 

 

            Karakoçan Lisesi’ne doÄŸru yürüyorum. Lise Caddesi’nde yoÄŸun bir insan trafiÄŸi var. ÖÄŸrencilerin çıkış saatine denk gelmiÅŸ olmalıyım. Bir yandan yanımdan geçip giden kızlı-erkekli öÄŸrencileri gözlerken, bir yandan da lise yıllarımı düÅŸünüyorum. Ben de bu lisede okudum. Lisenin ilk mezunlarındanım. Bu nedenle ÅŸu anda, bu caddede yürürken nostaljik duygular beynime üÅŸüÅŸüyor. O yıllarda liseye giden bu yolun sağında-solunda tarlalar ve tek tük evler vardı. Åžimdi ise her yeri evler, betonlar kaplamış. Åžu anda dikkatimi çeken bir ÅŸey de öÄŸrenci modelinin çok deÄŸiÅŸmiÅŸ olması.

            ÖÄŸrencilerle kısa da olsa biraz sohbet etmek istiyorum. Karar verip bir grup kızlı-erkekli öÄŸrenci grubuna yaklaşıyorum. “Merhaba sevgili gençler! Acaba bana birkaç dakika ayırabilir misiniz?” diyorum. ÅžaÅŸkınlıkla yüzüme bakıyorlar. İçlerinden biri, “Tabii amca” diyor. Kullanılan bu ifade ilgimi çekiyor. Nedense bu ifade tarzı büyük ÅŸehirlere göç etmiÅŸ gençlerin de ortak ifadesi oluyor. “Xalo/dayı, apo/amca” sözcükleri yaÅŸ ve fiziksel görünüÅŸ vurgusu yapan birer sözcük olarak kullanılıyor. EÄŸitimsiz insanlar arasında bu tür ifadeler yadırganmasa da, bu tür ifadelerin öÄŸrenciler tarafından kullanılması hem insanı yadırgatıyor, hem de olumsuz düÅŸündürüyor. Neden böyle düÅŸündürüyor? Çünkü biraz mürekkep yalamış, okul denilen binalarda zaman geçirmiÅŸ birinden farklı bir anlatım beklenir. Okula gitmiÅŸ biri ile okul yüzü görmemiÅŸ biri arasında ifade farkının olmaması, okullarda yapılan eÄŸitimin niteliÄŸi hakkında bize ipucu veriyor. Okula gitmiÅŸ birinin kullandığı dilin farklı olmasını bekleriz ama görülen o ki boÅŸuna beklemiÅŸ olacağız.

            Kendimi kısaca öÄŸrencilere tanıtıyorum. ÖÄŸretmen olduÄŸumu ve Karakoçan Lisesi’nin ilk mezunlarından olduÄŸumu söyleyince bana ilgileri artıyor. Kitap okuyup okumadıklarını soruyorum. Övünür gibi, “Yok be amca, ne kitabı?! Biz ders kitabı bile okumuyoruz. Bizim hayatımız da zaten roman gibi” diyor birkaçı birden. Anlıyorum ki bu öÄŸrencilerin yaÅŸamında kitabın hiç yeri olmamış.

            “Okul bitince ne yapacaksınız? Üniversiteye gitmek istiyor musunuz?” diye sorunca erkek öÄŸrenciler hep bir ağızdan cevap veriyor:

             “Hele bir okul bitsin buralarda bir gün bile durmayız. Buralarda yaÅŸanmaz. DoÄŸruca Avrupa’ya gideceÄŸiz.”

            Onlardan bu konudaki görüÅŸlerini teker teker açıklamalarını istiyorum. Yine de birbirlerinin sözünü kesmeden duramıyorlar. Bölük pörçük anlatıyorlar geleceÄŸe iliÅŸkin düÅŸündüklerini.

            İnce, uzun biri “Ben çocukluÄŸumdan beri hep Almanya’ya gitmeyi hayal ederim. Karakoçan’da yaÅŸamak istemiyorum. Almanya’ya giden akrabalarım hep ev, araba ve para sahibi olmuÅŸlar. Benim ailemin hiçbir geliri yok. Buralarda iÅŸ miÅŸ de yok. Burada kötü bir geleceÄŸim olacak” diyor.

            Kısa boylu ve oldukça heyecanlı bir diÄŸeri, “ Burada sürünüp duruyoruz. Bir üniversite bitirmekle ne olacak ki? O zaman bize iÅŸ mi verecekler? Üniversite mezunu birçok Karakoçanlı abiyi ve ablayı tanıyorum hepsi iÅŸsiz, evde oturuyor. İşsiz oldukları için bunalıma giriyorlar. Ben böyle olmak istemiyorum” diyor.

            Bir kız öÄŸrenci söz alıp, “Ben Avrupa’ya mavrupaya asla gitmeyi düÅŸünmüyorum. Sanki oralarda bedava para dağıtılıyor. Orada yaÅŸayan birçok akrabam var, hepsi de orada yaÅŸadığı için mutlu deÄŸil. Memleketi özlüyorlar. Buralarda iÅŸsizlik olduÄŸu doÄŸru ama oralarda da mutluluk yok. Ben üniversiteye gideceÄŸim. Tıp okumayı düÅŸünüyorum” diyor.

            Bir erkek öÄŸrenci hemen arayı girip, “Biliyor musunuz amca bu kız milletinde akıl yok. Sanki üniversiteyi bitirmekle hayatları kurtulacak. Oturup inekliyorlar, ders çalışıyorlar. Bence onlar da fikir deÄŸiÅŸtirip Avrupa’da yaÅŸayan biriyle evlenip oralara gidecek” diyor alayımsı bir yüz ifadesiyle.

            Bir baÅŸka öÄŸrenci ise oldukça ilginç ÅŸeyler söylüyor:

            “Amca sana bir ÅŸey söyleyeyim mi, ne olursa olsun insanın memleketi gibisi yoktur. Hepimiz buralardan kaçmayı düÅŸünürsek bunun sonu çok mu iyi olacak? Oralara gitmiÅŸ akrabalarım var, hiçbiri mutlu deÄŸil. Biraz sıkıntı yaÅŸayınca memleketten kaçıp gitmeyi çok yanlış buluyorum. Hayat bana göre mücadele demektir. Hem sanki Avrupa bize haber mi göndermiÅŸ ‘acele gelin size ihtiyacımız var’ diye?”

            “Siz gençler buralarda ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?” diye sorunca, hepsi birden cevap veriyor:

            “Bir kere gençler iÅŸsiz ve parasız. Hiçbirimiz hayata umutla bakmıyoruz. Ekonomik sıkıntılarımız var. Karakoçanlıların çoÄŸu ya Avrupa ülkelerine ya da büyük ÅŸehirlere göç etmiÅŸ. Burada gençler arasında uyuÅŸturucu çok yaygın. Gençlerin çoÄŸu Bonzai içiyor. Okuyup bir üniversite bitiren abla ve aÄŸabeylerin de çoÄŸu iÅŸ bulamıyor. İşte bu yüzden Avrupa bize çekici geliyor. Burada iyi bir gelecek düÅŸünemiyoruz. En iyisi biraz da oralarda ÅŸansımızı deneyelim diyoruz.”

            İçlerinden ufak tefek, cin gibi biri mizah gücünü ortaya koyuyor:

            “Burada Avrupa’ya gitmemiÅŸ olanlara kız bile vermiyorlar. Bir Almancı kız isteyince çirkin mi, deli mi, serseri mi demeyip hemen kız veriyorlar. Bu yüzden evlenmek isteyenler kaçak yollarla Avrupa’ya gidiyor, annesine, babasına buradan kız istetiyor. Gerçi bu ÅŸekilde birine kız verenlerin çoÄŸu sonra hayal kırıklığına uÄŸruyor ama yine de kimse bundan bir ders almıyor.”

            ÖÄŸrencilerle yaptığım bu kısa görüÅŸme sonunda ÅŸunu anlıyorum ki, bu gençlerin çoÄŸunun düÅŸünde Avrupa’ya gitmek var. Oraya gitmeyi, biraz para kazanınca da bir araba kiralayıp, buralara gelip ÅŸöyle bir hava atmayı düÅŸleyenlerin yanı sıra, gerçekten de bu Avrupa düÅŸünden baÅŸka bir umudu olmayanların da çok olduÄŸu acı bir gerçek.

            Gençlerimize bu memlekette yaÅŸama düÅŸleri kurdurtmayı baÅŸarmadığımız sürece onlara bu ülkeyi sevdirmemiz mümkün olamaz. Bu durumu da kendimize dert etmiyorsak yazıklar olsun bize!

            Vatan-Millet-Sakarya nutuklarıyla sorunlarımızı çözemeyeceÄŸimiz ortada ama yine de bunu inatla sürdürmek büyük bir akılsızlık oluyor. Vicdansızlık da oluyor kuÅŸkusuz.

 

(Karakoçan’ın sesi Gazetesi, 10 Kasım 2014)

Kaynak : Av. Mithat ÖZCAN

Bu Habere Yapýlan Yorumlar
  • Misafir (14.03.2015 20:02)
    Çok kıymetli Mithat bey öncelikle kaleme aldığınız konu için sizi taktir etmek istiyorum.Yazınızı ve sizi takip eden genç kardeşlerimizin düşüncelerinde umut ediyorumki bir farklılık oluşturmuştur. Ama sizinde anlatmak istediğiniz gibi asıl sorumluların bu yazıyı iyi değerlendirip yeni nesillere bu tür düşüncelere kapılmamaları için gerek eğitimin nekadar önnemli olduğunu gerek geleceklerinin bu eğitime bağlı olduğunu anlatmaktan geçiyor.Tabiki onlarında süpeleri yersiz değil bunuda devleti yönetenlerin pilanlarına dahil etmeleri gerekiyor.Ben yazınız için size çok teşekkür ediyorum ağzınıza yüreğinize ve kaleminize sağlık. DRN.SEKRETERİ Cevat OKÇUOĞLU
  • Misafir (02.03.2015 18:12)
    Merhaba sevgili mithat hocam öncelikle bukadar okunaklı,güzel ve düşündürücü yazıyı bizlerle paylaştığınız için size çok çok teşekkür ediyorum.Bu değerli yazınıza geç yorum yaptığım için de ayrıca özür diliyorum.Yazınız o kadar dokunaklı ve etkili ki insan okurken kendisini adeta oradaymış gibi hissediyor.Benim en çok dikkatimi çeken bir kız çocuğunun yaptığı yorum,olması gerekeni çok net bir ifadeyle,başka hiç bir söze gerek bırakmadan doğru olanı çok güzel bir uslupla anlatmıştır.Değerli hocam kıymetli yazılarınızın devamını bekler ağzınıza yüreğinize ve kaleminize sağlık saygı ve sevgilerimle Dernek başkanı ramazan erdoğan
Yorum Yapýn
Misafir :
MP3 PLAYER
Sürekli Çal
HABERLER
EMEK YAPI

 

DUYURULAR
EMİN TİCARET

 

Güncel Ekonomi Haberleri